KADINA ŞİDDET NASIL ÖNLENİR?
Türkiye’de her gün kadına şiddet, taciz, yaralama ve ölüm haberleri alıyoruz. Son olarak 20 yaşındaki, Ceren Özdemir bir cani tarafından hayattan koparıldı. Hayalleri vardı, dünyaca ünlü bir dansçı olmak istiyordu. Ancak; çocuk katili bir cani onun hayallerine engel oldu. Bu olayın asıl nedeni, ülkemizde kadına bakış açısıdır. Kadınlar, evde kocası , kardeşi , annesi babası tarafından psikolojik ve zihinsel tacize maruz kalmaktadır. Küçük yaşlardan itibaren nasıl konuşması nasıl giyinmesi gibi telkinlerle adeta ablukaya alınmakta, yaşama hevesleri ellerinden alınmaktadır. Bu davranışlar kadınların ilerleyen yaşlarda zihinlerine işlemekte ve kendi benliklerinde hapsolmalarına neden oluyor.
Sosyolojik açıdan kadına şiddet
Olaya sosyolojik açıdan baktığımızda, ekonomik bunalım, geçim sıkıntısı ve çalışan kadının iş yerinde mobbinge maruz kalması sorunların başında geliyor. Kadının doğası gereği duygusal bir varlık olması bu olaylara karşı tavrının daha sert davranmasına yol açıyor. Kendi ayaklarının üzerinde duran, kimseye maddi açıdan muhtaç olmayan kadınlar toplum tarafından el üstünde tutulmalıdır. Bu durum, Türkiye’de tam zıt bir şekilde ilerliyor. Eğitim seviyesine bakılmaksızın, Türk toplumunda, çalışan kadınların şiddet ve mobbinge uğraması son yıllarda artış gösteriyor. Türkiye’de kadın işsizliğine gelirsek, kadınlar %38 oranında , iş gücüne katılamıyor yada katılmıyor. Sadece bu oran bile kadınların ülkemizde ne durumda olduğunun göstergesi.
Bu sarmaldan nasıl kurtuluruz?
Bu durumdan kurtulmamız epey bir zaman alacaktır. Öncelikle düzenlenen kadın çalıştayları durum tespiti açısından önem arz ediyor. Ancak; düzenlenen çalıştaylar, pratikte yarar sağlasa da uygulamada hayata geçirilmezse hiçbir anlam ifade etmez. Eğitim sistemimizin sorunları çok büyük,
Küçük yaşlarda öğrenilen, kadının evde oturması gerekliliği, toplumun altını oymaktadır. Ancak eğitimle bir yerlere gelmemiz mümkün olacaktır. Eğitim alt yapısı olmadan kadına yönelik şiddeti önlememiz mümkün değildir.